İzleyiciler

28 Kasım 2010 Pazar

Annemi kazanmamın yanında, kaybettiğim sikko şeylerin hiçbir önemi yok!

Ben neden yoktum?

Pazar günü 21 Kasım. Annem akşam çok rahatsızlandı. Psikolojik tabi ki. Üzüldüğü şeyler vardı. Midesi ağrıyordu, geçer dedim. Üşütmüş olabilir diye düşünüp nane limon yaptım bütün gün uyudu. Hastaneye götürmek istedim fakat her zamanki gibi direndi. Hiç sevmez hastaneye gitmeyi. Kendi halleder ve kendi iyileşir. Ama bana bir şey olsa hemen hastaneye gidelim der!

Pazartesi günü Kara ile cafe işlerimizi halletmek için sabah evden çıkacaktım anneme baktım iyiydi. Uyuyordu uyandırmadım. İş yerini arayıp haber verdim rahatsız olduğunu. Dışarı çıktığımda onca işin arasında aklım hem annemdeydi. Feci şekilde bağlıyım ben anneme ve sürekli onu kaybetme korkusunu yoğun şekilde yaşarım. Aradım gelelim hastaneye gidelim dedim, yine hayır dedi direndi iyiyim dedi. Akşama doğru beni aradı ve teyzenler beni hastaneye götürmeye geliyorlar dedi, çok kızdım ben götüreyim dediğimde neden gitmedin dedim!!! Cafe de görüşmeye geleceklerdi vardı fakat elbette katılamayacaktım. Taksiye binip hemen eve geldim. Annem hastanede kalabilme ihtimaline karşılık bir bavul hazırlamış. İyi ki de hazırlamış benim kafam basmayabilirdi. Paniklerdim. Teyzemler geldi ve İbn-i Sina hastanesi acile gittik. (19:00) Oranın müdürünü tanıyorduk, gidince saatlerce beklememize ve torpilimizin olmasına karşılık çok geç yapıldı her şey. Çok yoruldum. Annem acı çekiyordu, onu tekerlekli sandalyeye oturtup gerekli testlerin yapılması için, farklı bölümlere götürdüm. Acil serviste şizofren bir amca vardı sürekli "Allah'a dua et" diye bağırıyordu, onu bir odaya kapattılar ilaçlar etki etmiyordu. Genç bir kız geldi sarı saçlı güzel mi güzel, dışarıda sigara içiyordum ki bir kadın geldi yanıma annesiymiş. Kızı intihar etmiş. 18 yaşında tam ergenliğin doruğunda. İnleyen insanlarla doluydu hastane. Annem serumun ve aldığı ilaçların etkisiyle biraz olsun uyuyabilmişti bir sedyede. Ona bakıp bakıp üzülüyordum, bekleme salonuna gitmeye karar verdim. Teyzemle orada oturuyorduk ki, yaşlı bir teyze geldi feryat figan, kocasını kaybetmiş. Ben şimdi ne yapacağım, gözün açık gittin. Oğlunun diplomasını, askerliğini, mutluluğunu göremedin diye. Daha da kötü oldum sigara üstüne sigara yaktım. Bu sırada haberi alan arkadaşlarım ve akrabalarım geldiler, gittiler.

Tomografi çektiler ve 12 saat sonra APANDİS dediler! Hemen yatışını yaptım, yoğun bakıma çıkardılar. İçeri annemi götürdüğümde, yanık et kokusuyla tuvalet kokusunun birbirine karışmış hali gibi bir koku aldım. Çok korkunçtu bütün hastalar yaşlıydı ve o garip garip öten cihazlara bağlılardı. Annem için çok korkuyordum fakat bunu ona belli etmemeliydim. Almam gereken şeyleri söyledi doktorlar, ıslak mendil, selpak, su, bardak vs. Döndüğümde annem sabahın 07:00sinde ameliyat önlüğünü giyiyordu, üstündeki kıyafetleri katlarken ağlayacak gibi oldum, tuttum kendimi. Normalde yoğun bakıma girmek yasak fakat annemi hazırladığım için izin almıştım. Doktor bana seslendi, artık çıkabilirsin anneni ameliyata alacağız! Şok oldum buna hazır değildim. Annemi koklayarak öptüm sanki bir daha göremeyecekmişim gibi... Tam çıkıyordum ki doktora, " anneme iyi bakın " dedim. İşte o an saatlerdir tuttuğum gözyaşlarımı, anneme göstermeden bırakıverdim. Önceki gece de salak gibi nette yeni tanıştığım çocukla konuştuğumdan uyumamıştım. Sonra da bu olay oldu. Uykusuzluk ve gözyaşı iyice çökertti beni. Gözlerim kapanmasın diye uğraşıyordum.

Ameliyathanenin olduğu kata çıktım, annemi giderken görememiştim bari sağlıklı çıkarken göreyim dedim. Hay demez olaydım! Tekerlekli sandalye üzerinde ameliyathaneye giren, aileleleriyle vedalaşan bir sürü hasta gördüm. Evet herkes benim gibiydi, güçlü durarak "hadi canım burada seni bekliyoruz" dedikten sonra, hasta gider gitmez ağlama krizleri... Onları gördükçe daha çok ağladım. Tam iki saat ayakta bekledim fakat annem çıkmadı, tedirgin oldum. Ayaklarım bu yorgunluğa dayanamaz olmuştu, tam aşağı indim ki haber geldi annem ameliyattan çıkmış. Apandisi patlamış ve enfeksiyon yapmış, zorlu bir ameliyat olmuş. Hemen yoğun bakıma koştum anneciğimi gördüm, inliyordu canı acıyor belliydi. Çok üzüldüm ama yaşadığı içinde çok sevindim. O gün boyunca kaçak olarak 3-4 kere yoğun bakıma girip kovulana kadar anneme baktım baktım kaçtım. Sonra numaramı kapıdaki yetkiliye bıraktım ve eve geldim. Annemi normal odaya çıkartırlarken arayacaklardı. Akşam Kara ile dışarıdaydık ki telefon geldi hemen hastaneye döndük, annemi odaya yerleştirdik. Karşısındaki yatak boş olduğundan bende orada yattım.

Doktorlar gelir gelmez sordum, ameliyat nasıl geçti diye. Güzel dediler, bağırsaklar çıkartılıp yeniden konduğu için 3-4 gün sıvı almayacak. Zor günleri atlattık. Arkadaşlarımı tanıdım bir de bu şekilde, yanımda olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayırdım.

Şuan annemin sağlığı iyi ve yarın taburcu oluyor. Anlatacağım çok şey var fakat yorgunum. Kpss'ye girecektim fakat o bana girdi... Biraz evde dinlenmeliyim.