İzleyiciler

3 Eylül 2012 Pazartesi

Numarasını sildim

Her şeyi açıklıyor aslında bu söz: Bir gün hayatına birisi girecek ve o gün, daha öncekilerle neden işlerin yürümediğini anlayacaksın.

Unutalım gitsin şu Murat hikayesini. Balık baştan kokar. Sevgilisi olan bir adamdan hayır bekleyemem. Tamam iyi hoş yakışıklı biri fakat sevgilisini aldatmış sayılıyor. Sadakat mühim bir şeydir. Özellikle benim için... Bunu bile bile lades diyemem. Numarasını sildim. Dilerim bir daha karşılaşmayız. 

Hak ettiğim kişinin o olduğuna inanmıyorum. O kadar zaman kalbimi güzel tuttum. Geldim 25 yaşına. İşimi sevdim, aileme iyi bir evlat oldum, arkadaşlarımın kötü gününde yanındaydım, bu zamana kadar dobra ve dürüst biri oldum. Yeri geldi sadık bir sevgili oldum. 

Falcı, hayatına m-t harfleri olacak biri girecek demişti. Ama Ekim ayı sonunda demişti :) La la la demek ki bu o değil. O ya da bir başkası kim olursa olsun bu hayırlı biri olsun. Sadakati bilen, karakterli biri olsun. 

Allah sevdiklerinizi size bağışlasın.



Ve Murat hikayesinden beklenmeyen gelişmeler

http://lazanyaaa.blogspot.com/2012/06/arkadan-ittiriyorlar.html

Haziran ayında bu yazıyı yazıp Murat'ı anlatmıştım sizlere... Yazıyı okuyup buna öyle geçerseniz konuya hakim olabilirsiniz.

Cumartesi gecesi onu gördüğüm mekana gitmiştim arkadaşlarımla. İçeri girdikten 15 dk sonra bir baktım ki, önümden Murat geçiyor. Seslendim selam verdim. Aman Allah'ım yine her zamanki gibi yakışıklı. Hemen yanıma geldi. Arkadaşlarımla tanıştırdım. Bir arkadaşına bakmaya gelmiş, arkadaşları aynı yerde başka tarafta duruyormuş. Onların yanına gitmedi. Hep benimle kaldı.

"Arkadaşların yanında durmamdan rahatsız oluyorlar mı?" dedi. "Hayır kalabilirsin." dedim. Ve hiç gitmedi. Geçen sefer bu kadar sakin değildin, arkadaşınla dans ettin epey, dedim. Sen bana mı baktın hep, dedi. Evet dedim :) Gülümsedik. Hayatımda görüp, etkilendiğim böyle biri olmadı asla. Tutmadım kendimi o yüzden.

Bütün gece beraber vakit geçirdik. Ben, evet sana baktım diyince sımsıkı sarıldı bana. Kokun çok güzel dedi, o an. Parfümümü sordu, söyledim. "Sen bana ne yaptın böyle" dedi. Kalbim yerinden çıkacak gibi attı.

Artık orada mıyım değil miyim diye bakma, telefon numaranı verirsen bana haberleşelim dedi. Telefonunu çıkarttı. Listenin başında çıkan isim, "sevgilim". Ve Lazanya, yine bir hüsran yaşadı. Bu sefer aldırmadım. Sustum, trip bile atmadım ilk defa. İsmi gördüğümü, gördü. Görmüş olmalı yani...

Sabah kahvaltıya götürdü arkadaşımla beni.

Yanında o kadar rahatım ki. Sohbet edebiliyoruz, gülebiliyoruz, sanki birbirimizi yıllardır tanıyoruz... Pazar gününden beri haberleşmedik. Ondan haber gelene kadarda, kendimi tutacağım ve bir şey yapmayacağım.

Bakalım neler olacak :(